bayıltmak

bayıltmak
"to make swoon, to cause to faint; to anaesthetize"

İngilizce Sözlük Türkçe. 2010.

Игры ⚽ Поможем сделать НИР

Look at other dictionaries:

  • bayıltmak — i Bayılmasını sağlamak, bayılmasına yol açmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • içini bayıltmak (veya kıymak) — 1) tatlı, ağır gelip artık yiyememek 2) mec. çok konuşarak veya ağır davranarak birini usandırmak 3) mec. yoğun olarak hissetmek Bu bahçede insanın içini bayıltan hanımeli, gül ve salkım kokuları binbir ot kokusuna karışıyordu. H. E. Adıvar …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • gözlerini bayıltmak — gözlerini yarı kapamak ... inleyerek, gözlerini bayıltarak nasıl düştüğünü anlatıyor. M. Ş. Esendal …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kamturmak — bayıltmak, sesl kısılayazmak II,191 …   Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini

  • bayıltma — is. Bayıltmak işi …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • göz — is., anat. 1) Görme organı 2) Bazı deyimlerde, görme ve bakma Gözden geçirmek. Gözden kaybolmak. Göz önünde. Gözü keskin. 3) Bakış, görüş Bu sefer alacaklı gözüyle baktım. 4) Suyun topraktan kaynadığı yer, kaynak Asıl felaket bu pınara sırt… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”